29 Mayıs 2017 Pazartesi

John Wick Chapter 2

Do you Work Mr. Wick

Spoiler içermemektedir

53 yaşından 58 gün aldığı gün John Wick 2'nin çekimleri için silah antrenmanı yaptığı görüntülerin internete düştüğü zaman Keanu Reeves, adeta "Ben hâlâ buradayım" diyordu.

Aikido'dan 4. Dan derecesi olan -aynı zamanda filmin de yönetmeni- Chad Stahelski ile günde ikişer saatten ( biri silah, ikisi yakın dövüş dersleri) üç eğitim alan Reeves, filmde giyeceği özel dikme takım elbise için de uygun kiloya 2 ayda gelebilmiş.
John Wick'i sevmemin sebebi kategorisindeki aventür/dövüş filmlerinden stil olarak farklı olmasıydı. Bu stil farkını şöyle tanımlamak istiyorum.

Wick'in yakın dövüşteki 'Mayo-Kemi'(rakibi omzundan tutarak yere çakma) tekniğini kullanması, 'Taçi'ye ( Aikioda'da diz çökerek rakibi yere vurma) düşerek silahla ateş etmesi neredeyse her iki filmdeki dövüş sahnelerinin Aikido sanatının en güzel şekliyle temsil edilerek işlenmesinden ötürü John Wick benim için özel bir 'vurdulu-kırdılı' film olmuştu.
Filmin ikincisinin çekilmesi için yapılan anketlerin 'olumlu' çıkması sonucunda Stahelski bu kez tek başına yükün altına girerek ve Reeves'in yanına Ruby RoseLaurence Fishburne ile İtalya Sineması'na saygısını gösterdiği Franco Nero ile güçlendirilmiş bir kadroyla Jonh Wick 2'ye 'start' verdi.
Wick serisi, macera-suç türündeki filmlerinin çıkış noktası kabul edilen James Bond'dan bir tık üste geçme başarısını gösterir. Wick'in dünyasındaki 'tetikçiler' çağdaş sanatlara önem veren, son derece entelektüel, en az 3  lisan konuşan ve bunun dışında işaret dilini de bilen bireylerdir.
C'nin (Continental) içindeki herkes kurallara bağlıdır. İkinci filmle Wick'in dünyasına daha geniş bir yelpazeden bakmaktayız. Bol aksiyon, sert dövüşler ve eril bir düzenin yanında Wick'in en ayırt edici özelliği Kingsman ile başlayan 'Gentlman/Beyefendi'  düzeninin aynı zamanda savunuculuğunu da yapmasıdır.

Bu kadar çok silah, şiddet, kan ve erilliğin olduğu bir filmin her iki cins tarafından tutulmasının en önemli sebebi filmdeki bu 'beyefendi' tavırdır.
Dünya sinemasına İngiliz yönetmen Guy Ritche'nin yüzmek için gittiği bir olimpik havuzda tanıştığı ve ilk filmi 'Lock Stock and Two Smoking Barrels'ta oynattığı (hikâyesini sonraki yazılarda detaylı anlatacağım) Jason Statham'ın 'sömürü sineması'ndan farklı olarak Wick'in dünyasında 'etik' çok önemlidir. Söz konusu beyefendilik vurgusu da bu duruma başkaldırıdır.
Gelelim Wick'in daha doğrusu Stahelski'nin selam duruşlarına.

'Wachowski kardeşler'in klasiği Matrix'e 'Kuşçu rolündeki dilencilerin babası' Laurence Fishburne ile selam duran Stahelski, iletişim fakültelerinde Radyo Sinema ve Televizyon bölümü okuyan öğrencilere bir doktrin gibi öğretilen Orson Welles'in 'The Lady From Shangai' filmine de 'aynalı labirentler arasında çatışma' sekanslarıyla selam için kaldırdığı elini sert şekilde indirmiştir.

Uğur Vardan usta bu sahneyi " Görselliği yeterli bulmayan izleyici için ağızlara sürülen bir parmak bal" sözleriyle tanımlamıştır.

Wick Chapter 2'de İtalya'nın eşsiz başkenti Roma'yı daha çok görmek isterdik.

Velhasıl-ı kêlam, Wick evreni bitmedi. 3'üncü filmi şimdiden beklemedeyiz. Vizyon tarihi 2018...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder